20 Temmuz 2009 Pazartesi

AÇIK DENİZ

alt

AÇIK DENİZ
Alm. Hochsee, Fr. Pleine (haute) mer, İng. High seas. Kıyıya paralel çizilen ve belli uzaklıktan geçen
hattın yani karasularının sınırı dışındaki deniz. Devletler umumi hukuku terimidir. Varsayılan bu hat ile
kara arasındaki mesafeye “Karasuları” denir. Kıta sahanlığı ise, karasularının dışında, 200 m derinliğe
kadar uzanan deniz yatağına ve deniz altı bölgelerinin toprak altına denir. Karasularımız 6 mil olarak
kabul edilmektedir. 1982 tarihli Deniz Hukuku Konferansında karasuları 12 mile çıkarılmıştır. Ülkemiz
bu anlaşmayı kabul etmediğini açıklamıştır.
Açık denizler hukuki rejiminin hareket noktasını “Açık denizlerin serbestliği” ilkesi teşkil eder. Her
devletin ticaret ve harp gemileri barış ve savaş anlarında açık denizlerde bulunabilir ve seyrüsefer
yapabilir. Bu sahada balık avlamak ve deniz dibinden istifade etmek her devletin hakkıdır. Açık
denizlerde gemilerde işlenen suç, o geminin bağlı olduğu devletin arazisinde işlenmiş gibidir. 1958
Cenevre Konvansiyonunun ikinci maddesine göre; açık denizler bütün milletlere açık olduğu için hiçbir
devlet herhangi bir kesiminde kendi hakimiyetinin olduğunu ileri süremez. Buna rağmen bazı ülkeler
sahillerinden 250 mil uzaklığa kadar olan deniz kısmını kendi sahası olarak kabul etmişlerdir.
Bir yandan hızla artan dünya nüfusu, öte yandan karadaki tabii kaynakların azalması ve hatta
tükenmesi ihtimalinin ortaya çıkması madenler bakımından dikkati okyanus tabanlarına çekmiştir. Açık
denizlerden faydalanmak, üstün teknoloji ve devlet olarak zengin olmayı gerektirir. Bu sebeplerden,
günümüzde açık denizlerin nimetlerinden ancak bir kaç devlet faydalanabilmektedir. Açık denizlerin
yatağı ve toprak altının hukuki rejimi, çözüm bekleyen bir mesele olarak dünya milletlerinin
karşısındadır.