14 Temmuz 2009 Salı

ABAZALAR hakkında bilgi

alt

ABAZALAR hakkında bilgi

Batı Kafkasya’nın Karadeniz sahillerinde oturan bir kavim. Abaza memleketi, Karadeniz’in doğu
sahilini ve Kafkasya’nın batı kıyısını teşkil eden arazinin kuzey tarafındadır. Abazalar, Kafkas
Sıradağlarının en yüksek yeri olan Elbürz Tepesinin batıya doğru olan kısmının üzerinde
yerleşmişlerdir.
Abaza memleketinin iklim ve havası mutedil ve rutubetli olup, çok güzeldir. Dağ ikliminin toprağa
verdiği rutubet, ülkenin verimini arttırmıştır. Vadileri ve bayırları çok münbittir. Mer'aları boldur. Ziraat
gelişmiş, hayvancılık çok ilerlemiştir. Dağlarında her çeşit av hayvanı ve kürkü kıymetli pekçok hayvan
yaşar. Evcil hayvanlar da vardır. Bilhassa çok güzel cins atlar yetiştirilir.
Abazalar mert yaratılışlı ve sağlam ahlaklı insanlardır. Sözünde durmak, vazifeden kaçmamak,
misafire hürmet etmek adet ve şiarlarıdır. Abazalarda zina en büyük suç sayılır ve en büyük cezayı
gerektirir. Zina yapanlar memleketi terke mecbur edilir yahut köle kabul edilerek satılır veya öldürülür.
Abaza kadınlarının kocalarına hizmetlerinde adete çok dikkat ederler, onların yanına oturmazlar.
Çocuksuzlara nazaran çocuklu kadınlar daha imtiyazlıdır.
Aralarında kıymet ölçüsü olarak top ve karış dedikleri sayı ve uzunluk ölçüsü kullanırlardı.
Abaza lisanı başlı başına bir dildir. Bu lisan Çerkez dili kökenli olduğu halde, Abaza dili Çerkez
dilinden ayrılmıştır. Birbirlerine benzemezler. Hatta metod ve telaffuzları bile değişiktir. Abaza lisanının
yazısı yoktur.
Kuzeyindeki yolun sapa olması ve güneyindeki dağların bir silsile takip etmesi, memleketi istilalardan
devamlı korumuştur. Abaza arazisi, dik, geçilmesi ve çıkılması güç sarp bir yer olduğundan, bu dağlar
arasında oturan halk çevre ülkelerdeki hadiselerden etkilenmemiştir. Bundan dolayı Abazalar kendi örf
ve adetlerini uzun zaman korumuşlardır. Osmanlılarla yüzyıllardan beri münasebeti olan Abaza
ülkesine ıslahat yapmak üzere aynı ülkede doğup büyümüş ve Osmanlı hizmetine girmiş bulunan
Ferah Ali Paşa tayin edildi (1781). Ferah Ali Paşa ülkesine geldiği zaman bu memleketi hiç
değişmemiş buldu ve burada dört yıl çalıştı. İmar edip, geliştirdi. Anapa Kalesini inşa etti ve büyük bir
şehir haline getirdi. Anapa şehrinin kurulması bölgenin ticari faaliyetlerini artırdı. Abazalar ve
Çerkezler, Ferah Ali Paşa ve adamlarıyla iyi münasebetlerde bulundular. Alınan çok iyi tedbirler
neticesinde kabileler, Osmanlı Devletini artık yadırgamayıp, Müslüman oldular. Kurtuluşu İslamiyette
buldular. Batıl alışkanlıklarını ve yabaniliklerini bırakan Abazalar, Osmanlı’nın itaatkar bir tebası haline
geldiler.
1827 yılında Osmanlı donanması Navarin’de batırılınca, Ruslar büyük kuvvetlerle Osmanlı Devletine
karşı savaş açtı ve hızla ilerleyerek Edirne önlerine geldiler. Bu savaş sonunda Çerkezistan, Abaza
eyaleti ve Ahıska civarı Rusların eline geçti. Buradaki müslüman halk Osmanlı topraklarına göç etti.
Abazaların nüfusu, Ferah Ali Paşa zamanında Çerkezlerle beraber 100.000 haneydi. Bunlardan ancak
80.000 kişi Osmanlı topraklarına göç edebilmiştir. Kalanların bir kısmı savaşlarda ölmüş ve etrafa
dağılmış, çok azı da vatanlarında kalmışlardır.
Abazalardan bir çok zat Osmanlı hizmetine girmiştir. Bunlardan yalnız ikisi Abaza lakabıyla anılır. En
meşhurları; Siyavuş Paşa, Süleyman Paşa, Hasan Paşa, Mehmed Paşa, İbşir Mustafa Paşa, Damat
Ahmed Paşa, Mehmed Paşa, Abaza Mehmed Paşa ve Abaza Hasan Paşadır.